Prostat nedir?
Prostat, vücudumuzdaki ürogenital sistemin bir parçası olan organdır. Mesanenin altında bulunur ve içerisinden idrar yolu geçer. Prostatın vücuttaki fonksiyonu; içinde spermlerin bulunduğu meni (semen)’nin hacmine katkıda bulunmaktır. Bunun yanında meninin içerisine prostat spesifik antijen (PSA) denen bir enzim katar. Bu enzim meninin incelmesi yoluyla spermlerin daha kolay hareket etmesine olanak sağlar.
Prostat kanseri için risk faktörleri nelerdir?
Prostat kanseri gelişimi için en önemli risk faktörü yaşlanmadır. Bunun yanında özellikle birinci derece akrabalarında (baba, kardeş) prostat kanseri bulunanlarda prostat kanseri saptanma olasılığı daha yüksektir. Ayrıca BRCA1 ve BRCA2 genlerinde değişiklik bulunan hastalarda prostat kanseri daha sık rastlanmakta ve daha saldırgan seyretmektedir. Son olarak hayvansal gıdalarla ve yüksek yağlı diyetlerle beslenmenin de prostat kanserine yakalanma ihtimalini artırdığına dair çalışmalar bulunmaktadır. Prostat kanseri ülkemizde en sık tanı konulan 2. kanser türüdür.
Prostat kanseri önlenebilir mi?
Prostat kanserinin gelişimini önleyecek bir yöntem henüz bulunmamaktadır. Ancak düzenli fiziksel aktivitede bulunmak, dengeli ve sağlıklı beslenmek bu ihtimali düşürülebilir. Bunun haricinde prostat kanserini erken tanımak, prostat kanserinden ölümlerin önlenmesinde en önemli araçtır. Prostat kanserinin araştırılmasına aile öyküsü olan erkeklerde 45, olmayan erkeklerde ise 50 yaşında başlanmalıdır.
Prostat kanserinin belirtileri nelerdir?
Prostat kanserinin kendine özgü bir belirtisi bulunmamaktadır. Ancak yine de büyümüş prostatin neden olduğu idrar yaparken zorlanma, sık sık ve/veya ani idrar yapma Ihtiyacı, idrar yaparken yanma görülebilir. Menide kan olabilir. İlerlemiş hastalıkta omurga ve kalça kemiklerinde ağrı görülebilir.
Erkeklerde prostat kanserl varlığı nasıl araştırılmaktadır?
Hastanın alle öyküsü alındıktan sonra, parmakla prostat muayenesi yapılır. Tecrübeli bir hekim prostat kanserlerinin neredeyse yarısını bu muayene sirasında hissedebilir. Sonrasında prostat kanseri için önemli bir tarama testi olan serum PSA değerine bakılır. Bu aşamada parmakla muayenesinde farklılık bulunan hastalara transrektal prostat biyopsisi yapılıp prostat kanseri tanısı varlığı araştırılabilir. Parmakla rektal muayenede farklılık saptanmayan ancak serum PSA değeri yüksek olan hastalar (3.0 ng/ml), multiparametrik prostat MR’ı ile degerlendirilir. Bu değerlendirmede eğer prostat kanseri açısından şüpheli lezyon veya lezyonlar saptanırsa, hedefe (lezyona) yönelik olarak prostat füzyon blyopsisi yapılır. Biyopsi ile elde edilen doku örnekleri tecrübeli patologlar tarafından degerlendirilir.
Prostat kanseri saptandıktan sonra tedavi süreci nasıl yönlendirilmektedir?
Bütün prostat kanserleri aynı değildir ve tedavinin temelini prostat kanserinin patolojisi şekillendirmektedir. Kabaca prostat kanseri patolojik olarak ISUP derecelendirmesi denen bir sistemie I’den s’e kadar (1 en masumu, 5 en kötüsü) sınıflandırılmaktadır.
Bu patolojik sınıflamaya ilave olarak; serum PSA seviyesi ve parmakla muayene (veya multiparametrik MR) ile yapılan klinik inceleme sonucunda hastalar düşük, orta ve yüksek riskil olarak 3 kategoride değerlendirilir. Buradaki risk ifadesi herhangi bir tedaviden sonra serum PSA değerinin yükselmesini yani prostat kanserinin geri gelmesini (nüks etmesini) ifade etmektedir. Ayrıca orta riskli hastaların bir kısmında ve yüksek riskli hastaların tamamında tedavi öncesinde hastalığın bir başka yere sıçrayıp sıçramadığını ortaya koymak için Ga68 PSMA PET-CT gibi ilave tetkikler yapılır.
Tedavide hangi seçenekler bulunmaktadır?
Prostat kanserinde herkese uygulanabilecek tek bir tedavi seçeneği bulunmamaktadır. Tedavi sürecine hastanın hangi risk grubunda olduğuna ve hastalığın kemikler basta olmak üzere vücudun herhangi bir yerine sıçrayıp sıçramadığına göre karar verilir. Buna göre prostat kanserinin tedavisinde aktif izlem, prostat ameliyatı (radikal prostatektomi), radikal radyoterapi (ışın tedavisi), medikal kastrasyon tedavisi (testosteron hormonu ve türevlerinin sentezinin veya etkisinin engellenmesi), kemoterapi, immunoonkolojik tedavi ve radyonüklid tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Bu tedavilerin hangisinin uygun olduğu konusunda UROPARK doktorları ayrıntılı bilgi verecektir.
Radikal prostatektomi hangi teknikle yapılmaktadır?
Radikal prostatektomi hem robotik (Da Vinci sistemi), hem de açık cerrahi teknikler ile yapılmaktadır. Her iki teknik temel fark robotik teknikte idrarı tam olarak tutma için geçen zamanın daha kısa olmasıdır. Bunun yanında hastaların risk grubuna göre leğen kemiği içerisinde yer alan bölgesel lenf bezlerinin alınması da gerekmektedir.
Da Vinci robotik cerrahi sistemi nedir?
Bu teknikte cerrah, konsol denilen ve el bileğini taklit eden bir sistemle, hastaya daha önceden yerleştirilen kollar aracılığıyla planladığı ameliyatı gerçekleştirir. Bu teknik minimal invazif bir teknik olup, aynı safra kesesi ameliyatında olduğu gibi hastanın karın bölgesine açılan birkaç adet delikten operasyon yapılır.