Kronik Prostatit/Kronik Pelvik Ağrı Sendromu

Prostat nedir?

Prostat, mesane (idrar kesesi)’nin altında yerleşmiş olan ve içerisinden idrarın geçtiği bir organdır. Genç erkeklerde irice bir kestane büyüklüğünde ve şeklindedir. Prostat bir salgi bezi olup, temel fonksi yonu içerisinde spermin bulunduğu semene hacim olarak katkıda bulunmaktır.

Kronik prostatit nedir?

Kronik prostatit (KP) tanım açısından prostat bezinin inflamasyonu olarak bilinse de; klinik olarak çok farklı semptomların görüldüğü ve nedeninin tam olarak anlaşılamadığı bir tabloyu ifade etmektedir.

Konik prostatit hangi sıklıkta görülmektedir?

“Kronik prostatit/Kronik pelvik ağrı sendromu” adıyla da bilinen klinik tablonun görülme sıklığı yaklaşık olarak %8 olup toplumda iskemik kalp hastalığı ve şeker hastalığı kadar yaygın olan bir durumdur.

Yaşam kalitesini ciddi anlamda bozan ve yaşla beraber tekrarlama riski artan KP, genellikle 50 yaş altında görülmektedir. Hatta 50 yaşın altında görülen en sık üriner sistem hastalığı olduğu söylenebilir.

Kronik prostatit ne gibi şikayetlere neden olmaktadır?

En önemli şikayet ve tanisal özellik, son altı ayın üçünde var olan künt (batıcı olmayan) ağrıdır. Apışarası (perine), penis, karin alt kısmı, bel bölgesi ve makatta (anüs) görülebilen ağrı, günden güne İnişli çıkışlı bir seyir gösterebilir. İdrar yaparken yanma, sık idrara çıkma, idrarı başlatmada zorlanma gibi işeme semptomlarının yanında, sertleşme sorunu ve ağrılı boşalma (orgazm) gibi cinsel problemler de bulunabilir. Bunların yanında, kabızlık, dışkılama (defekasyon) sırasında ve sonrasında ağrı, rektumda (makatta) doluluk hissi olabilir. Bu şikayetler ilerleyici olup yaşam kalitesini ciddi anlamda etkilemektedir. Bunların üzerine, hastalığın tanısının tam olarak konulamaması veya hekim tarafından anlaşılamama korkusu hastalarda ciddi bir endişeye yol açmaktadır.

Hangi hastalık ve durumlar ile karışabilir?

Kronik prostatit tanısında, şikâyetlerin dikkatlice değerlendirilip altta yatan farklı bir problem olmadığının ortaya konması gerekmektedir. Ayırıcı tanida selim prostat büyümesi, idrar yolu enfeksiyonu, genitoüriner sistem kanserleri, üriner sistem taş hastalığı, cinsel yolla bulasan hastalıklar (uretrit vb.), kronik epididimit, uretral darlık, mesaneyi etkileyebilecek nörolojik hastalıklar bulunmaktadır.

Kronik prostatit tanısı nasıl konulmaktadır?

Kronik prostatit tanısı ne yazık ki kolay değildir ve temelde hastanın şikâyetlerine dayanmaktadır. Bu şikâyetleri objektif olarak ortaya koymak ve verilen tedavilerin sonuçlarının değerlendirilmesi amacıyla Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH) Kronik Prostatit Semptom Formu kullanılmaktadır. Bu form hasta tarafından doldurulduktan ve şikâyetler ortaya konulduktan sonra; parmakla prostat değerlendirmesini de içeren fizik muayene ve ardından idrar tahlili ve idrar kültürü yapılır. Bunun yanında, prostatın laboratuvar değerlendirmesi için prostat masajı sonrası idrar örneği de alınmalıdır. Uropark’taki doktorunuzun gerek görmesi halinde üriner sistem ultrasonografisi ile de idrar yolları değerlendirilebilir. Cinsel yolla bulaşan hastalık şüphesinde penis içerisindeki idrar yolundan

Sürüntü örneği alınabilir ve bununla ilişkili kan tetkikleri yapılabilir.

Tüm bunların yanında gerek görüldüğünde ürodinami, transrektal ultrasonografi, sistoskopi (prostat ve mesanenin kameralı görüntüleme sistemi ile değerlendirilmesi) yapılabilir. Ayrıca prostat kanseri için ailesel bir risk faktörü varsa veya prostat muayenesinde anormal bir durum saptanırsa, başta serum prostat spesifik antijen (PSA) değeri olmak üzere ilave tetkikler yapılabilir.

Kronik prostatit’in tedavisi nasıl yapılmaktadır?

Kronik prostatitin tedavisi, Ürologların gözetiminde yapılan medikal tedavidir. Nadir durumlarda cerrahi tedavi gerekmektedir. Ancak lüzum görüldüğünde fizik tedavi ve rehabilitasyon, algoloji (ağrı ile ilgilenen bilimsel disiplin) ve psikiyatri konsültasyonlarını da içeren multidisipliner yaklaşım planlanır.

Kliniğimizde kronik prostatit nasıl tedavi edilmektedir?

Tedavi sikayetlerin ağırlığına ve şekline göre uygun tedavi UROPARK hekimlerince dikkatli ve ayrıntılı değerlendirme sonucu planlanır. Tedavide ağrı kesici ve inflamasyonu giderici ilaçlar (non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlar), prostatı (alfa-blokerler) veya pelvik tabanı gevşeten İlaçlar, antibiyotikler, bitkisel tedaviler (fitoterapi), nöropatik ağrı ilaçları (gabapentin) ESWT, akupunktur, prostat içi BOTOX tedavisi gibi geleneksel ve/veya modern yöntemler kullanılmaktadır. Bunlar arasından üç tanesi özellikle Uropark hekimleri tarafından diğer yöntemlerle birlikte uygun hasta gruplarına önerilmektedir.

1-Vucut dışı şok dalgaları ile tedavi (ESWT): Apiş

arasına özel cihazla uygulanan ses dalgası tedavisidir. Bu tedavi geniş bir alanda inflamasyonu önleyici (anti-inflamatuvar), ağrı kesici (analjezik) ve kas spazmlarını (kasılma) önleyici etkileri ile hastalara önemli fayda sağlamaktadır.

2-Pelvik Rehabilitasyon: Özellikle pelvik kaslarda gerginlik bulunan uygun hastalarda fizyoterapi ile bu kasların gevşemesi ve bu yolla şikâyetlerin azaltılması sağlanabilir.

3-Prostata Botilinum toksin A (Botox) enjeksiyonu: Özellikle ağrı semptomunun ön planda olduğu hastalarda prostata yapılan botox tedavisi prostat bezinde küçülme ve kasılmasında azalmaya neden olarak fayda göstermektedir.